Bilgelik Tohumları (Osho)

"Aramayı bırak. Sadece gör. Sen zaten okyanusun içindesin."




Osho yasadığı süre içerisinde hiç kitap yazmamış olmasına rağmen,müritleri tarafından Osho'nun sohbetlerinden derlenmiş onlarca kitap vardır. Ama bu kitap Osho'nun 1966'dan 1969 'a kadar yazılmış muhtelif mektuplarından oluşmaktadır. İçerisinde Osho Felsefesi'nin özünü oluşturan olguların tümünü en saf haliyle bulacağınız ve Osho'yu en tarafsız gözle göreceğiniz bir kitaptır.
Bir filozof,bir bilgin,bir ermiş veya bir peygamber olarak görmez kendisini Osho. O sadece kendi hiçliğinde bize kendi içimizdeki boşlukları gösterir ve bunu doldurmayı dışarıda aramayın,tek yapmanız gereken içinize dönmektir der.

Insan kendi içinde kendisini doğurmalıdır. Bunu Nietchze insan alt edilmesi gereken bir hayvandır der. Osho'yu okurken saşırarak fark edeceğiniz şey; düşüncelerinin Nietchze ve Mevlana düşünceleri ile olan benzerlikleridir. Ölümlü olarak doğan insanın hayata geldikten sonra sorduğu bazı temel sorular vardır;

"Ben kimim?"
"Hayatın anlamı?"
"Tanrı nedir?"

Osho tüm bu soruların cevaplarını kendi hikayeleri ile cevap vermeye çalışıyor. Bir mektubunda bir hikaye anlatıyor;
"Hayat-hayattan ne anlıyoruz-nedir? sorusu ile ilgilidir hikaye. Genç bir adamla yaşlı bir adam bir hastahanenin bekleme odasında bekliyormuş. Genç adam sıkıntıdan patlamak üzere iken,yaşlı adam gözleri kapalı bazen gülümsüyor,bazen de elleri ile birşeyleri kendinden uzak tutmaya çalışır hallere giriyormuş.
Genç adam sormuş: Bu çirkin odada sizi gülümseten şey nedir?
Yaşlı adam: Kendime hikayeler anlatıyorum onların bazıları beni güldürüyor.
Genç adam: Yüzünüz ve ellerinizle bazen kendinizden birşeyi uzaklaştırır gibi hallerinizde ne oluyor?
Yaşlı adam gülmeye başlamış. Onlar pek çok kez duyduğum hikayeler de ondan. demiş.
Genç adam: Ne diyebilirim, kendinizi hikayeler ile teselli ediyorsunuz!"
Yaşlı adam cevap vermiş: Oğlum ,bir gün hayatın insanın kendisini hikayelerle teselli etmesinden başka birşey olmadığını anlayacaksın."

Evet insanoğluna var olduğundan beri hep hikayeler anlatılmış,bu hikayelerle bir şeylere inanması istenmiş, sınırları belirlenmiş,her sınırla esaret altına girmiş, ve bu hikayelere bağımlı hale gelmiş. ancak bu bağımlılıklarından kurtulduğunda özgürleşebilir insan.

Özgürleştiğinde ancak hiçliğe ulaşır ve bu hiçlik halidir tanrı olmak.

Herşeyin bir amacı ve anlamı olmak zorunda değil aslında, hayatı olduğu gibi yaşamayı ve keşfetmeyi bilmeli insan.

Kendini geliştirme ve üst insan olma yolundaki yolculuğumuzun devam etmesi dileğiyle..
İsmail & Sevgi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder